ANA SAYFA

HASTA HİKAYELERİ

GÖRÜNTÜLER

SIK SORULANLAR

İLETİŞİM

MEDYA

PROF. DR. MELİH ATAHAN GÜVEN

0(216) 629 79 14 - 0(216) 629 79 24 - 0535 663 07 57

Hamilelik / Dogum

                  GEBELİK ve TESTLER  >

GEBELİK VE SIK GÖRÜLEN YAKINMALAR

                  GİRİŞİMSEL MÜDAHELELER  >

                  GEBELİK ve ULTRASON  >

                   ERKEN GEBELİK ve NT  >

                    GEBELİK TAKİBİ  >

                    GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN YAKINMALAR  >

                          GEBELİK SONRASI  >

1- Bulantı ve Kusma

 

Gebelikte artan HCG’nin (hormonal etki) ve mide de yer alan H.Pylori bakterisinin etyojide yer aldığı düşünülmektedir. Ayrıca ruhsal etkilerin de rolü vardır. Geçicidir. Özellikle 12-13. Haftadan itibaren şikayetler belirgin derecede azalır.

 

Öneriler: Az az, sık sık kuru yiyecekler (kraker, leblebi gibi) yenilmelidir. Yağlı, kokulu ve ağır gıdalardan uzak durulmalıdır. Çorba içiyorsanız ve kokusu rahtasız ediyor ise pipet kullanabilirsiniz. Ilık içeceklerden uzak durun, bunlar bulantıyı daha fazla arttırır. Sürekli aynı ortamda bulunan gebeler için de ortam değişikliği etkili olabilir ve bulantının azalmasında etkili olabilir. Aşırı kusmanın olduğu durumlarda gerekirse anne adayı hastaneye yatırılıp damar yolundan beslenerek tedavisi düzenlenebilir. Bulantı için doktorunuzun önereceği ilaçları kullanabilirsiniz.

 

2- Mide Yanması

 

Gebelikte hormonal etkiyle yemek borusu ile mide arasındanki kasların gevşemesine bağlı olarak ve ayrıca gebeliğin ilerleyen dönemlerinde büyüyen rahmin mideyi yukarı doğru ittirmesi sonucu oluşan baskının etkisiyle midenin asit içeriğinin yemek borusuna kaçması sonucu oluşur. Sıklıkla gebeliğin ikinci yarısı olan 20. Haftadan sonra gözlenir.

 

Öneriler: Az az, sık sık yemek yeme, bol su içmek, reflüye sebep olabilecek yağlı ve kızartma türü yemeklerden kaçınmak, yüksek yastıkta yatma, ilaç  tedavisi (bu tür anti-assitler bebeğe zarar vermez). Yemeklerden sonra yatar pozisyonda bulunmak reflü riskini arttırır. Kullanılacak reflü içecekleri demir ilacı kullanıyorsanız beraber alınmamalıdır.

 

3- Kabızlık

 

Gebelikte bağırsak hareketlerinin yavaşlamasına bağlı olarak kabızlık oluşabilir. Özellikle gebelikle beraber kanda yükselen progesteron etkisi ile bağırsak peristaltizmi (hareketi) azalmaktadır.

 

Öneriler: Posalı ve yulaflı yiyecekler önerilir. Kepek ekmek, kayısı, erik gibi meyveler önerilir. İlaç tedavisi de yapılabilir. Bol sıvı alımı da kabızlığı önlemede faydalı olacaktır.

 

4- Hemoroid (Basur)

 

Rahmin büyümesine bağlı olarak alt uzuvlardan gelen toplardamarların kalbe dönüşü bir miktar kısıtlanır. Böylece alt venöz dolgunluk oluşur. Kişisel farklılıklara göre hastadan hastaya klinik farklı olabilir. Kabızlık da var ise hemoroidin ilerlemesine katkıda bulunabilir.

 

Öneriler: Kabızlığın önlenmesi, ileri vakalarda doktora başvurulması. İlaç tedavisi de düzenlenebilir. Hemoroidlerin ilerlemeden mümkün olduğunca en kısa sürede tedavi edilmesi önemlidir. Tedavinin düzenlenmediği olgularda gebelik sırasında operasyon dahi yapılmaktadır.

 

5-  Kramp

 

Kalsiyum ve fosfor fazlalığı, magnezyum ve bazı eser minerallerin eksikliğine bağlı oluşabilmektedir. Bacaklarda ani kasılma ile meydana gelir. Geçicidir.

 

Öneriler: Yürüyüş, istirahat, magnezyum bakımından zengin gıdaların tüketilmesi önerilir. Bacaklara masaj yapılarak, local sıcak uygulaması ile fayda sağlanabilir.

 

6- Akıntı

 

Kokusuz, renksiz akıntı artışı gebelerde sık görülür. Hormonal değişime bağlı izlenebilen fizyolojik bir olaydır. Anne adaylarının, akıntının karekteri değişmedikçe (kötü kokulu, sarı-yeşil renkli olmadıkça) endişelenmesine gerek yoktur.

 

Öneriler: Sık sık iç çamaşırını değiştirme. Ek bir tedavi gerektirmemektedir.

 

7- Sık İdrar Yapma

 

Özellikle gebeliğin ilk üç ayında bebekle birlikte büyüyen rahmin mesaneye (idrar torbası) bası yapmasına bağlı mesane kapasitesinin azalması ile meydana gelir. Eğer ek bir bulgu (Örn: idrar yaparken yanma) yok ise endişelenecek bir durum yoktur. Bununla birlikte buna karar verecek olan dokturunuzdur.

 

Öneriler: Eğer gebeliğin sonucunda oluşan bir semptom ise birşey yapmaya gerek yoktur. Lakin, idrar yolları enfeksiyonun da ilk belirti sık idrara çıkmadır. Doktorunuza danışın.

 

8- Baş Ağrısı – Uykuya meyilli olma – Yorgunluk hali – Ağızda tat değişikliği

 

Yukarda belirtilen tüm bulgular gebeliğin meydana gelmesi ile birlikte gebeliğin ilk üç ayında görülebilen klasik bulgulardır. Baş ağrısı sıklıkla hiçbir patolojiye bağlı olmaksızın olabilecekken, birçok hastalığın da bir ek bulgusu olabilmektedir. Anne adayının gebe olmadan önce kronik tarzda baş ağrıları yok ise sıklıkla sebep önemsiz olup basit bir aneljezik olan parasetomol (minoset, parol) ile baş ağrısı giderilebilir. Bu ilaçlar gebeliğin her döneminde kullanılabilir olup bebeğe bir zararı yoktur.

 

Uykuya meyilli olma, yorgun hissetme ve de ağızda tat duyusunun değişmesi de gebeliğin ilk bulgularındandır. Bu bulgulardan bazılarını veya hepsini kendinizde bulabilirsiniz.

 

Öneriler: Baş ağrısı için sebep önemliyken, ilaç olarak parasetomol grubu güvenle kullanılabilir. Uyku hali, yorgunluk gibi bulgular geçici olup özel bir ilaç tedavisine ihtiyaç duymazlar. Dİnlenme, rahatlatıcı banyo vb. uygulamalar şikayetlerin azaltılmasında faydalı olabilir. Ağızda oluşan tat değişikliği ise gebeliğin ilerlemesiyle birlikte kendiliğinden geçecektir.

 

9- Ödem (Şişlik)

 

Vücutta sıvı tutulmasına bağlı gelişir. Gebelikle birlikte vücutta artan sıvı volümüne ve venöz dönüşün kısıtlanmasına bağlı özellikle alt uzuvlarda (ayaklar ve bacakta) gelişir ve şişkinlik hali gebelik haftası ile belirginleşir. Kol ve ellerde şişkinlik ayaklardaki kadar olmamakla beraber gebelik öncesine göre ödem artışı üst uzuvlarda da izlenir.

 

Öneriler: Bacakları yukarı kaldırarak dinlenme, tuz alımını kısıtlama ve yürüyüş egzersizleri. Gebeliğin ilerleyen dönemine erişmeden özellikle yüzüğünüz var ise çıkarmanız önerilir.

 

10- Bel Ağrsı

 

Vücut ağırlığında artış ve duruş bozukluğundan kaynaklanır. Gebeliğin ilerlemesi ile birlikte vücudun denge merkezinin bozulmasına bağlı gebe kendini geriye doğru yönlendirir buda bel çukurunun belirginleşmesine neden olur. Eğer gebelik öncesi belinizde kronik problemler var ise duruş sebebi ile şikayetlerinizde artış izlenecektir.

 

Öneriler: Duruş şeklini değiştirme, kıyafet ve ayakkabı seçimini dikkatli yapma, lokal ısı uygulanması, Sırt kaslarını kuvvetlendirecek egsersiz yapma, beli zorlayıcı spor ve aktivitelerden kaçınma. Gebeler topuklu ayakkabı giymemelidir. Belinize binen yükü azaltmak adına beli zorlayıcı ani hareketlerden kaçınılmalı, özellikle yere eğilirken dizleri bükerek pozisyon alınmalıdır.

 

11- Halsizlik – Bayılma – Çarpıntı

 

Tansiyon (hipotansiyon) ve şeker düşmesine (hipoglisemi) bağlı olabliir. Bununla birlikte mutlaka doktorunuza görünmelisiniz, altta yatan başka bir sebepte olabilir. Gebelik boyunca tansiyon düşer, özellikle tansiyondaki bu düşme 20-30. haftalar arasında belirginleşir. Bu duruma bağlı olarak anne adayında halsizlik, bayılma hissi ve çarpıntı belirginleşir. Aynı semptomlar kan şekerinin düşmesinde de gözlenebilir.

 

Öneriler: Derin nefes alıp verme, bacakların hareket ettirilmesi, pozisyon değşikliği yapma, ani hareketlerden kaçınma (Ör: yataktan uyanırken aniden kalkmayın). Uzun sure aç kalmayın, anne adaylarının kan şekeri açlık sırasında düşmeye (hipoglisemi) meyilllidir. Bu sebeple gebeler sık sık az az yemelidir.

 

12- Göğüslerde Hassasiyet ve Ağrı – Dolgunluk

 

Gebeliğe bağlı olarak hormonal etkiyle özellikle son dönemlerde göğüsler büyür ve gerginleşirler. Göğüslerde kızarıklık, deride sıcaklık artışı olmadıkça hissedilen bu dolgunluk doğuma doğru süt bezlerinin dolması ile belirginlik kazanacaktır. Bu durum tamamen fizyolojiktir. Göğüslerde olan büyümenin hamilelikte 1-2 beden büyümeye neden olabileceği ve göğsün ciltle temasına bağlı iritasyon bulguları (kaşıntı, kızarıklık) gözlenebilir. Özellkle son aylara yakın dönemde memenin baş kısmı (aerola) büyür ve kahverengileşmesi artar. Yine son dönemde meme ucundan az miktarda kolostrum adı verilen süt gelişi gözlenebilir. Bu durum tedavi gerektirmemektedir.

 

Öneriler: Anne adayları göğüsleri sıkmayan, pamuklu ve rahat bir sütyen giymelidir. Gebelere özgün sütyenler ticari olarak (gebe sütyeni) vardır. Kaşıntı ve kızarıklık için basit nemlendiriciler kullanılabilmekte olup, hassasiyetin geçmediği ve kızarıklığa bağlı göğüste ısı artışının meydana geldiği durumlarda kesinlikle doktorunuza müracat etmelisiniz.

 

13- Karın Çatlağı

 

Öncelikle unutulmaması gereken her anne adayının teninin ve cildinin gerginleşmeye bağlı olarak farklı ve değişen derecelerde reaksiyon gösterebileceğidir. Anne adaylarının hamilelik boyunca rahmin büyümesine bağlı karnı günden güne gerginleşecektir. Cilt ve cilt altı dokularının gerginleşmeye bağlı yırtılmalarını önlemek için kozmetik veya doğal birçok nemlendirici ajanlar mevcuttur. Bu tür tedavilerin hamilenin ten yapısına bağlı olarak çatlakların tamamını veya kısmi olarak önleyebileceği unutulmamalıdır.

 

Öneriler: Hamileliğin 3. Ayından itibaren, badem – kakao yağı veya bu amaca yönelik kozmetik ürünlerin kullanılmasıdır.

 

14- Gebelik ve Diyabet (Gebelik Şekeri)

 

Gebelikle birlikte diyabete olan meyilim artacak ve kan şekeriniz kolaylıkla yükselecektir. Gebelik boyunca artan birçok hormon, insülinin kan şekerini düşürmeye yönelik etkisine direnç oluşturarak kan şekerinin yükselmesine sebep olur. Bu etki, özellikle gebeliğin 20-24. Haftalarından itibaren belirginleşir. Bu sebeple anne adaylarına 24-28. Haftalar arasında veya ilk trimesterin bitiminde (13-14. Haftalarda) 75 gr ile şeker yükleme testi yapılır. Toplumdan topluma değişmekle beraber her 100 anne adayından 6-8 tanesinde gebelik sırasında diyabet ortaya çıkacaktır. Bu durum gebeliğe özgü olup, doğumdan sonra kaybolacaktır. Bununla birlikte bu tür problemlerle karşılaşan annelerin 20-30 yıl sonra meydana gelebilecek diyabete aday oldukları da bir gerçektir.

 

Öneriler: 75 gr OGTT gebeliğin 13-14 veya 24-28. Haftaları arasında uygulanır. Eğer gestasyonel diyabetiniz yani gebelik şekeriniz mevcut ise öncelikle diyetle kan şekeriniz regüle edilir (düzenlenir). Bu tedavi yeterli olmaz ise diyet + egzersiz uygulanır. Yine bu tedaviye cevap vermeyen olgularda insulin seçeneği de kullanılabilir. Bu tür gebeliklerin perinatolog (perinatoloji uzmanı) + diyetisyen + endokrinolog kontrolünde olmasında fayda vardır.

Bilgilendirme

Ultragebelik

Hamilelik - Doğum

İletişim

Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı veya tedavisinde kullanılmak üzere verilmemiştir. Tanı ve tedaviler mutlaka bir hekim tarafından yapılması gereken işlemlerdir. Site içeriğinin bir şekilde tanı ve tedavi amacıyla kullanımından doğacak sorumluluk

tamamiyle ziyaretçiye aittir.

Prof. Dr. Melih Atahan GÜVEN

   Kadın Hstalıkları ve Doğum Uzmanı

   Perinatolog - Perinatoloji Uzmanı

Caddebostan Mahallesi Bağdat Caddesi Cadde Özen Apartmanı NO: 320 / 3 Erenköy - Kadıköy / İstanbul

> Doppler videolar

> Hafta hafta gebelik

Site içerisinde yer alan tüm metinler Prof. Dr. Melih Atahan GÜVEN 'e aittir, izinsiz başka yerlerde kullanılamaz. Bu web sitesindeki içerikler tamamiyle bilgilendirme amaçlıdır. Gerçek doktor kontrolünün ve muayenesinin yerini tutamaz. Bu sitedeki bilgilerin hekim kontrolü olmaksızın uygulanmaması gerekmektedir. En doğru teşhis için lütfen doktorunuza başvurunuz.

 

©Prof.Dr.Melih Atahan GÜVEN  2010 - 2017 | Tüm Hakları Saklıdır | Modano30